Otoimmün Hastalıklar

Benim Dünyam'da anlatılan her şey hastalık sürecimde yaşadıklarım ve tecrübelerimden ibarettir. Aldığım kararlar tamamen bana aittir. Doğruluğuna inanmadığınız hiç bir adımı atmayınız !!!

27 Şubat 2017 Pazartesi

Kim bilir nerdesin ne halde...(?)

Aşure Abla…

(Ankara banliyö treninin sesi duyuluyor)

-“Trenleri dinliyorum binemiyorum. Arabamızı özledim Sülocan. Otobüs ile yolculuk yapmayı da… Evimi özledim, komşularımı… Ev işi bile yapmak istiyorum. Koşuşturmak… Cam silmeyi de özledim…”
(Kocası gülümseyerek )

-“Bak! Al sana bir sürü cam. Önce hastaneninkilerden başla.”

Ne güzel dertleşiyorlar karıkoca. Aşure ablam daha otuz ile kırk yaşları arasında, genç denecek yaşta. Kendisinin anlattığı kadarıyla, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne mide ağrısı şikayeti ile gidiyorlar. Teşhis kısa ve net, mide kanseri. Acil olarak midesinin bir kısmını alıyorlar. İşte tüm hatalar bununla başlıyor. Yanlış anlamayın, hata midesinin bir kısmının alınmasından değil, tamamının alınmamasından ileri geliyor. Alınmayan kanser hücreleri giderek yayılıyor. Sevk ediliyor Onkoloji Hastanesine ve sonrasında Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine. Tüm aile tam dört aydır hastanede yatıyor. Ablası, Aşure ablanın yatağının hemen ucuna bir karton ve oradan buradan bulabildiği bir battaniye ile gecesini geçiriyor. Yokluk mu yoksa imkansızlık mı bunun adı tartışılır. Doğru olmayan ve sağlıksız şartlar onun ve bizim için… Kızamıyorsun ki! Ne diyeceksin(?)O ister mi aylardır ailesi ile buralarda sürünmeyi (?)
Hastane kahvaltısı bir dilim ekmek, nerdeyse yarım kalıba yakın beyaz peynir, sallama çay ve reçelden oluşuyor. Hiç cazip gelmedi demi sizlere(?)Aşure ablanın kahvaltısı ise “mama” dedikleri birkaç litrelik beyaz bir sıvı. Yanında dilemediğin kadar antibiyotik, ağrı kesici daha adını bilmediğim bir sürü şişeler ile dolu sıvılar. İşte Aşure abla gibi hastalar o kahvaltıyı yapabilmek için can atıyorlar. Düşünsenize insanın bir lokma çiğneyip yutabilmesi nasıl bir nimettir? Yiyemiyorum tabağımı alıp hemen koridora atıyorum kendimi. Ben Aşure ablayı gördükçe şükrediyorum ve ona saatlerce dua ediyorum. Kendi derdimi unutuyor onun için Allah’a yalvarıyorum.

(O da Allah’a…)

-“Allah’ım artık dayanacak gücüm kalmadı zoruna gitmesin bu kulunun söyledikleri ama şifam varsa ver yoksa artık canımı al!”


Bu sözleri söyleyecek kadar çaresiz kalmışsanız hayatta, ya çok bencil ve şükretmekten yoksunsunuzdur ya da gerçekten çok acı çekmiş ve artık tüm yolların size kapalı olduğunu hissetmişsinizdir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder