Otoimmün Hastalıklar

Benim Dünyam'da anlatılan her şey hastalık sürecimde yaşadıklarım ve tecrübelerimden ibarettir. Aldığım kararlar tamamen bana aittir. Doğruluğuna inanmadığınız hiç bir adımı atmayınız !!!

28 Aralık 2017 Perşembe

DAHA SAĞLIKLI YENİ BİR YIL :)



2015 yeni başlangıçlar yaptığım ve hayatımı tamamen değiştirecek kararlar aldığım gayette mutlu olduğum bir yıldı.

2016 bana sadece hastalık getirdi ve aslında çevremde ki herkese de...

2017 bambaşka dünyanın kapılarını açtı bana ve kendimi yeniden tanıdım, insanları da... Danışmanın Denise girdi hayatıma ve biz güzel bir iş birliği yaptık. İnsanlar iyileşir oldu tabi bende : ) Yılın son bombası babamın börek nakli olmasıydı ki bu benim hayatta kendimden önce isteyebileceğim en büyük şeydi.

Tek yıllar şanslıyımdır ,çift yıllar bana kötü gelir diyenlerden olmayacağım ben :) Çünkü yukarıdaki istatistik bence yetersiz. Ben bundan sonra hayatımın değişeceğine ve bana daha güzel kapılar açacağına inanıyorum bence sizde inanın çünkü insan inanınca neler de başarıyor.
.
.
.
İlk başta olduğu gibi diyetimde kendimi sıkamıyorum. Ne nankör şu insanoğlu! Azcık iyileşmeye görsün hemen yelkenler suya... O nedenle 2017 yılının son haftası kan tahlili mi yaptırdım. Düşen vitamin dozları ile stable kalan değerler devam ise (ki şimdiye kadar öyle oldu son dozlarım bu vitaminler) vitaminleri bırakarak 2018'e giriyorum :) Değilse de kesinlikle ilk günlerimde ki moduma dönüyorum. 

Nedir o? 

Tüm tahıllar karabuğday ve pirinç dahil yasak. Baklagiller sınırlı, yağ sadece zeytinyağ ve hindistancevizi yağı yani sade yağ yasak. Salça yasak(şimdilerde az da olsa yiyorum). Glutensiz ve laktozsuz bile olsa paketli çikolata yasak(şimdilerde evde kendim yapıyorum ama bazen dışardan da alıyorum). Patates yasak(şimdilerde maalesef baya fazla yiyorum)

Bunları açık açık neden size yazıyorum ki :D aslında size değil kendime not bırakıyorum... aslında kendim ile yüzleşiyorum. Ee tabi bir de " Hiç mi fire vermiyorsun ?Sen insan değil misin? Sen iradeden mi yaratıldın sırf?" diye gelebilecek sorulara yanıt vermiş oluyorum. Bende insanım ve bir süre sonra sağlıklı isem ayda bir gün rahatça yemeyi hakedebilirim. Aksi halde sadece mutsuz sen olursun. Hep söylerim opsiyonları biz belirleyeceğiz.
.
.
.
İlaçlarım bitip, vitaminlerle devam ettiğim Ekim ayından bu yana her ay düşen vitamin dozlarım ile "Yok Ayşe bak daha çok dikkat etmelisin ilaç yok vitamin az değerlerin ya alevlenirse ?" diye kendimi korkutarak ama hiç bir şey yapmadan ilerledim. Danışmanım hep karabuğday, sadeyağ gibi aslında zamanla diyete katılması gereken şeylerin vitaminler tamamen bırakılmaktan sonra alınması gerektiğini söyledi ama ben esnettikçe esnettim. Unutmayın sağlıklı bildiğimiz her şey herkes için faydalı olmayabilir. Sadeyağ azda olsa laktoz içerebilir ve siz tolere edemezseniz sizin için zararlıdır.
.
.
Gelelim güzel bir kapanışa bu da 2017 nin son tahlili :)

Uzun süredir hep aynı olan değerlerimden farklı değerler görünce yüzümde gülücükler uçuştu. Zeytinyaprağı ekstraktı işe yaradı galiba GGT de beni güldürttü. Demek o ki iltihap vücudumdan iyiden iyiye çekiliyor. Düşen vitaminlerim rağmen düşen değerlerim.

HORRAAYYY!!!

O zaman vitaminler bitse mi? Ee o zaman katılaşan diyete gerek yok aynen devam :D


İlgilenenler önceki testime bakabilir. ALT/AST:47/44 GGT: 162 idi. O değerlerden sonra ben ALA yı minimuma indirdim yani ilk başta başladığım doza döndüm. Zaten selenyum mu çoktan bırakmıştım. Son 1 aylık süreçte ek olarak NAC ve zeytin yaprağı ekstraktı eklemiştim. 

Şimdi ALA yı azar azar bırakma zamanı. Kendimi yılbaşında ödüllendirdikten sonra vitaminleri bırakarak yola devam edeceğim.

Ödül mü? Sormayın ya :D azcık glutenli azcık laktozlu olabilir belki. Instagramdan takip o halde:D

.....

2017 bana sonsuz mutlulukla geldi dilerim ki 2018 de size dilediğiniz tüm mutlulukları getirir.

Hep birlikte daha güzel bir geleceğe :D

NOT:Danışmanım ile yaptığım görüşmeye istinaden söylediklerini iletiyorum "Vitaminleri bırakmak için acele etmemelisin ve yavaş yavaş denemelisin. Şunu unutma ne kadar basit durumda da olsan herkes sen gibi olamayabilir. Vitaminleri ömür boyu kullanmaya ihtiyaç duyanlar var. O nedenle azalt ve test et. İhtiyacımız olan vitaminleri topraktan alabilseydik belki vitaminlere gerek kalmazdı ama iyileşmek için vitaminlere gerek var"



14 Aralık 2017 Perşembe

Aslında Ben Bir Kahramanın Kızıyım!!!


Biliyorum her kız çocuğu babasını "kahraman" ilan eder. Etsin de! 

Anneler "baş tacı" olsun, babalar hep "kahraman". 

Ama benim hikayemde babamın yeri belki bir çoğunuzdan biraz farklı.

Hastane günlerimde geceleri hiç uyku tutmaz, kolidorda sağa sola yürüyerek sabahlardım. Bir de ortak oturma alanımız vardı. Nereden akıl ettiysem birde yanıma aldığım ajandam ve kalemim. Aslında kitapsız deftersiz pek seyahat etmem ben, sanırım oradan bu alışkanlık. İşte sabahladığım gecelerde sayfalarca yazardım o deftere. Babamı yazardım. Yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, nelere mahkum kaldığını, nasılda hayatla mücadele ettiğini, benimle benzer yaşlarda böbrek yetmezliği teşhisini aldığını... dahasını. Sanırdım ki benim kaderimde ondan gelmiş. Tabi ki de isyan ettiğim günlerde, ne anne mi ne de babamı suçladım kader diyerek, ben o cehalet yaşımı çoktan geçmiştim çünkü. Sadece bir cahillik yaparak "Neden ben Allah'ım?" diye çok sordum çaresiz günlerimde. Ama şuan o kadar güzel aldım ki cevabımı "iyi ki ben "dedirtti Rabbim bana. 

Kortizon kullandığım dönemde aklımı yitirmek üzereyken de ben babama sığındım.

"Baba bi sen anlarsın beni. Yıllarca sende kullanmadın mı bu zehiri? Şimdi niye bana kızmaların? Beynim bulanık, ruhum yerinde değil, bak ellerim titriyor, söylediklerini anlamıyorum ben baba, beynim geç çalışıyor. Sinirliyim ve agresifim."

Babam! O güçlü babam benim bu hastalıkla yaşamaya alışmamı ve kabullenmemi bekliyordu. Kabullenemezsem bütün ömrüm boyunca ağlayacağımı söylüyordu. Bende herkes gibiydim ne vardı ki?

"Baba ister misin yıllar sonra senin gibi organ nakli bekleyim? İster misin acı çekeyim? İster misin birine muhtaç olayım? İstemezsin bilirim. O zaman ya şimdi ya asla."

Tedavi yöntemini bulduğumda aileme söyleyemedim. Sadece eşim ve kardeşim... Beslenme tarzımı değiştirip, kilo verdiğimde doğru olmadıklarını düşünüyorlardı her şeyin. Vitaminlerim ise asla doğru değildi zaten. Ama ya kan testlerim ? Herkesin susarak alkışlaması için tek sebep vardı. Kan sonuçlarım...

Hep dua ettim. "Rabbim tedavim doğru ise biran önce beni iyileştir ki insanlara bunu kanıtlayayım. Eğer benim gibi çaresiz kalan ve bekleyen ,aklı ve iradesi güçlü biri varsa, yolum yoluna ışık olsun. Bana öyle bir güç ver ki doğrularım ihtiyacı olan herkese ulaşsın." Bu kısmı zaten biliyorsunuz. Duamın bu kısmından sonra duama ortak olan biri daha vardı. "Allah'ım bana açtığın kapılar için şükürler olsun ve babam için bana bir yol sun. Eğer varsa bir mükafatın sadece yeryüzündeki son günlerini huzur ve mutluluk ile geçirsin. Kimse bu kadar acı çekmeyi haketmez ve sen kullarını SAĞLIĞI ile sınama Rabbim. Babam için bir yol sun. "

Kahramanım babam bu kadar güçlü olduğu için belki de ben bu kadar güçlüydüm. Onun hayatta yaşamak için tek sebebi vardı o zamanlar , "ben"dim. Sonra bebeğimiz " kardeşim" için. 28 yıldır bu hastalığın ne demek olduğunu bilerek yaşayan ve 15 yıldır organ nakli bekleyen babam...

Yarın BÖBREK NAKLİ OLUYOR :D (14.12.2017 bu tarifte burada dursun)

Her kötü başlangıçlar mutlu mu biter bilmem ama biz artık İKİ KAHRAMANIZ "BABA VE KIZ".

Sanırım çok güzel şeyler bizi bekliyor.

Şükrederek, sağlığın ve ailenin her şey olduğunu bilerek yaşamak...

Babamla, kendimle ve benimle iyileşen herkes ile gurur duyarak yaşamak....

Ben inanıyorum bu satırlarda daha güzel hikayeler yer alacak :D:D:D

Duaları benimle olan herkese sonsuz teşekkürler.

NOT: Babacığım sen benim ilk ve tek kahramanımsın. Seni çoookk seviyorum ki ben :)




8 Aralık 2017 Cuma

BİR SÜRELİĞİNE VİTAMİNSİZ BİR HAYAT İSTİYORUM


Şu aralar hala bitiremediğim bir kitabı okumaya devam ediyorum. Aslında sizlerle paylaşmak için fazlaca da heyecanlanıyorum çünkü bu süreçte benim bakış açımı değiştirecek en ufak şey bile çıkmamışken karşıma, kendimi sorgulamama izin veren bir görüş ile karşılaştım.

Danışmanım Denise en başından beri şunu söyler bana "Bütünsel Tedavi aklı,mantığı,inancı,doğru beslenmeyi,stressiz hayatı,dışarıdan alınacak takviyeleri... kısacası her şeyi kapsar. Sen fazla hayata bağlandın ve inandın bu nedenle 6 ayda tüm ilaçlarını bıraktın. Herkes senin ile aynı değil unutma! ve siz mühendisler evren enerjisine inanırsınız lütfen hayatından stresi uzaklaştır o sana zarar verecek." Kitapta işte tüm bunları ele alıyor.

Sonra durdum kendimi sorguladım. Kitapta bahsedilen sabah meditasyonunu ben aralıksız 6 ay farkında olmadan yapmıştım. 

Tedavim başladığı günden itibaren aynada kendimle konuşup, gün içinde Allah'a hep dua etmiştim.

"Bugün dünden daha iyiyim. Yüzümün güzelliği iyi olduğumu gösteriyor. Eskisi gibi hiç ağrılarım yok. Enerjik ve mutluyum. Lütfen Allah'ım beni en kısa sürede iyileştir. İlaçlarımı bırakayım ki insanların benimle yürümesi için bir kanıt olayım. Eğer yolum doğru yolsa lütfen beni iyileştir ve insanlara bunu duyurmam için bana daha fazla güç ver."

Oldu da çok şükür. Sonra şimdi kendimi tekrar sorguladım. İlaçları bıraktıktan sonra bu meditasyonları bıraktığımı da farkettim. (Tabi ben bunu bilerek meditasyon diyerek yapmıyordum şuan kitap bunu istiyor benden) Son zamanlarda anlamsız artan ağrılarım, düşen vitaminlere rağmen beni tatmin etmeyen karaciğer değerlerim (bu konuda sabırsız olduğum için kendime itiraf edebiliyorum aslında her şey olması gerektiği gibi), sonra çok uzun zamandır yazmayı bıraktığım bastırmayı planladığım kitabım... ve bazı detaylar.

Bu günkü değerlerimin hala stable olma nedeni bu mu? yani inancımı körüklemeyi bırakmış olmam mı? ..gibi sorguladığım çok şey var şuan hayatımda :D

Neyse...diyelim. Umarım anlatabildiğim şeyler olmuştur yukarıdaki bir kaç satırla sizlere.

...........

Evet. Ben rutin kan testlerimi yaptırmaya devam ediyorum. Artık 2 haftada bir değilde 3 haftada bir gerçekleştiriyorum.

Instagramdan sıkı takip edenler bilir ben bu ay Selenyum kullanmayı bırakarak, ek olarak NAC ile devam etmeye başladım. NAC da Alfa Lipoik Asit gibi güçlü bir antioksidan aslında. Yapılan araştırmalar 2 aylık kullanımda GGT değerini düşürebileceğini göstermişti bana. (NAC için ayrıntılı bilgi bloğumda yer almakta) Danışmanım onaylayınca 2 aylık süreçte gözlemlemek istedim. Her gün C vitamin ile birlikte, 600 mg ,gece yatmadan önce ,olarak diyetime ekledim.

Bu testlerde beni tek hüsrana uğratan bu oldu. Acaba, NAC işe yaramıyor muydu bende? Ama buna karar vermem için çok kısa süre 3 hafta. O nedenle, karar verdiğim gibi 2 ay devam edeceğim.

Diğer konu ilaçları kestikten sonraki 3. haftada bir doz ALA'yı düşürmüştüm. Yanı düşük dozla stable değerlerle devam ediyorum. Sanırım sıra şimdi bir doz daha düşürmeye geldi. Hani yukarıda bahsetmiştim ya, düşen dozlara rağmen beni tatmin etmeyen değerlerim(?) Karaciğerime haksızlık etmeyeyim. Ben onu seveyim ki o da beni sevsin :)


Not: Vitaminler bir önceki haftaya göre bir doz azaltılmıştı. Ona rağmen değerler sabit. Şimdi bir doz daha düşme zamanı. GGT yi mi merak ediyorsunuz. Bende onun son halini gerçekten merak ediyorum. Ama danışmanım onun için zaman var onu kendi haline bırak diyor. Araştırmalara devam :D