Otoimmün Hastalıklar

Benim Dünyam'da anlatılan her şey hastalık sürecimde yaşadıklarım ve tecrübelerimden ibarettir. Aldığım kararlar tamamen bana aittir. Doğruluğuna inanmadığınız hiç bir adımı atmayınız !!!

27 Eylül 2017 Çarşamba

Hayallerimde bu kadarı bile yoktu...




Ben bu bloğu her gün hastanede ağlayarak kaleme aldığım yazılarımı derlemek, hep hayalim olan kendi kitabımı yazmak amacımı birazda olsa şekillendirmek niyetiyle açmıştım. 

Başlarda sadece ailem ve tanıdığım çevrem okuyabiliyorken, sonra "Neden olmasın?" diye yolumu daha ileriye dönük çizdiğim bir amaç haline geldi. 

Bilgilerimi paylaşmak, satırlara dökmek, yaşadıklarımı derlemek çokta kolay değildi. Elimden gelebildiği kadar, derleyebildiğim ve ifade edebildiğim kadar buradaydım. Keşke mesleğim bu olsaydı ve severek yapabilseydim ya da sevebildiğim şeyler için burada içerik üretiyor olabilseydim. Belki hastalığımı seviyorum diyemem ama burada yarattığım dünyayı bana ait olan her şeyi çok seviyorum.



Başlangıçta bloğum vardı ve duyurmak için kurduğum Facebook sayfam oldu :) Bana sizin tarafınızdan ulaşan sayısız mesajlarım her geçen gün arttı. Sizin yaşadıklarınızı okurken kendi yaşadıklarımı anımsadım, acınızla ağladığım bile oldu. Sizin yaşadığınız acıyı hissedebildiğim içindir belki de ya da fazlaca sulu gözüm : )


Daha anlatacağım paylaşacağım o kadar çok şey var ki ve biliyorum hiç bitmeyecek. Ancak zamansızlık içinde zaman yaratabilmek içinde sanırım ekstra çaba harcamam gerekiyor. 

Artık sizlerle daha bütünleştim. Telefon görüşmelerimiz ve yüz yüze sohbetlerimiz... 

Hastalıklar üzerine kurulan dostluklar da hastalıklı mı olur ? :) 

Konuştuklarımız hastalıklarımız olmasın iyileşme hikayelerimiz olsun diyerek asıl konuma giriş yapabilirim.

Ben bu yola çıktığımda tektim, tedavime uyan kişi de tekti. BEN'dim... 

Şimdi Türker abim var öncelikli olarak benim ona destek olduğum yeri geldiğinde beni ayakta tutan kişi. Türker abi 21 yıllık hasta ve karaciğeri 3. evrede kendisinin(karaciğer hastaları bunun ne demek olduğunu bilecektir). Yıpranan bedeni doğru beslenme ve doğru takviye vitaminlerle çok çok iyi. 150 mg immuran kullanan Türker abi şuan 100 mg immurana düşüş yapıyor. Vücudu yaşına ve evresine göre çok da güzel ilerliyor. Biliyoruz en az 2 yıla ihtiyacımız var onu iyileştirmek için. Ama ne önemi var bu da olmasaydı... Belki çürüyen bedenini ayakta tutmaya çalışmakla geçecekti yılları ama şuan her şey ışık vaat ediyor onun için. Sonra sırada iyileşmesini ve artık bu kararını almasını istediğim FerAY var, sonra Esin var, sonra Eda var, küçük bebek ALARA var, Dilek var. 

Hepsi ile bloğumun en başından itibaren görüştüğüm için hikayelerine hakimim az çok ancak ben tüm otoimmün hepatit hastalarını bekliyorum. Kararlarınızı ve araştırmalarınızı... Evet hadi demenizi... Elimden geleni ben yapmaya hazırım ve sizlerin zaman kaybetmesini istemiyorum. Kararlar olumlu olmak zorunda değildir. "Hayır" derseniz gene yanınızdayım daima. Sadece sizlerin de dediği gibi "Yaşama kalitemizi az da olsa artırabilmek için bir çaba" görmek istiyorum.

Hani diyorsunuz ya çoğunuz "Helal olsun sana hastalığının 1. yılında bunu buldunuz ve bu işe atıldınız kaldı ki bu kadar çok şey biliyorsunuz" Bunu demeniz beni ne kadar gururlandırıyor bilir misiniz? bunu neden sizlerde duymayasınız?

Ben bunun için çok çabaladım. Bir kaç dakikada size hızlı hızlı kendimi doğru ifade edebilmek için kurduğum cümlelerim, sabahlara kadar okumakla ve her kanala yazmakla sormakla elde edildi. O nedenle, emek vermek en güzel bedeldir.

Bazı insanlar özeldir ve özel oldukları için bazı işlere vesile seçilirler. Kadere ve hayatın size açtığı kapılara inanıyorsanız ne demek istediğimi de anlayacaksınızdır. Bazılarımız fazlaca sınanırız ve hep mücadele etmek zorunda kalırız. Sınandıklarımızla elde ettiğimiz başarıya sevinelim. Önümüze açılan kapıları kapatmaktansa arayalım. 

Belki sizin kaderinizi değiştirmeniz için vesile olacak kişi ben veya benim yazdıklarımdır.

Şükredelim görebildiklerimize ve varolanlara.

Çok şükür bugünüme, aklıma, irademe, yapabildiklerimi, sizlerin varlığına, sahip olduğum aileme ve desteklerine...



25 Eylül 2017 Pazartesi

ALA10 (22.09.2017)


UMARIM SON CAN ACIYIŞLARIMDIR!

Uzun zamandan sonra canım bu kez çok yandı!

Üzülüyorum yeri geliyor ağlıyorum ama hayatımdaki hiç bir şey beni 2 günden daha fazla düşündürmüyor artık. Çünkü, ben tecrübe ettiğim şu 2 yılda çok şey öğrendim hayattan. Bu cümleleri bana kurduran, canımı yakan hemşire olamaz herhalde : ) Evet, kan alırken canım fazlaca yandı ve şuan sevgili, narin ve ince denilen damarım acı çekiyor.

Hala, bir hemşirenin söylediği söz aklımdan çıkmıyor "Hematoloji hastasısın ve çok damarın yok. Bu damarına çok iyi bak." demişti acınılası gözlerle : ) O hemşire ile görüşmeyeli 4 ay oldu sanırım. Şimdi oturup iyileştim ben ablacığım desem muhtemelen inanamaz :) Neyse...Gene de o damarıma iyi bakmalıyım.

Bu süreçte, hayatımın şu noktasında neler yapıyorum?

Instagram hesabımı daha aktif kullanıp, ulaşamadığım kim varsa ulaşmaya çalışıyorum. Sonra, "Ayşe! Boşuna mı bunlar?" diyorum. Çünkü, tanıdığım, öncesinde iletişimde olduğum bir çok OTOIMMUN HEPATIT hastasının sadece hala izlediğini görüyorum. Evet, bu noktaya kadar ben sadece tecrübelerimi paylaşmıştım. Doktor ya da bu konuda uzman olmadığım için beslenme hariç ilaçlarda düşüş dozlarını bununla beraber alınması gereken vitamin dozlarını paylaşmadım. Çünkü, biliyorum ki her beden, her kişi farklıdır. Hastalığımızın ilerleme boyutu ve bizde yarattığı hasar farklıdır. Denise'nın tecrübelerine göre, ben oldukça hızlı iyileşen hastalardandım. 6 ay gibi bir sürede tüm ilaçlarımı bırakmıştım. Neden mi? Hastalığımın 1. yılında bu tedaviye başladım ve 1 yılda maruz kaldığım ilaç hasarı azdı. Sonrasında genç bir bayandım ve hücrelerim oldukça hızlı yenileniyordu. Tabi beslenmeme ve vitaminlerimi harfiyen uymuştum. O nedenle söylüyorum hep, ilerleyen zaman lehimize işliyor. Bir gün daha kaybetmeyelim.

Denise artık danışmanlığına Türkiye'yi de aldı. İngilizce bilmeyenler ama bu tedaviye sonuna kadar inanlara tercümanlık yaparak bana yardım eder misin ? dedi. Seve seve kabul ettim. İlgilenenlere danışmalık ücretini ve ödeme şeklini bildiriyorum. Keşke benim için de birileri bu kolaylığı sağlasaydı. En azından destek olsaydı. Yoktan varetmek güzel olduğu kadar zor, maneviyat bile olsa.

Instagram'dan sürekli duyurduğum haberleri buradan da paylaşmışken son kan testimize bir bakalım.

ARTIK BİTTİ!!! diyeceğim günlerde gelecek elbet :)

6 ayı geride bıraktık. Her ilaç azaltışından sonra değerler azıcık yukarı eğilim gösteriyor sonra tekrar normale dönüyor. Umarım bu kez de böyle olur. Çünkü artışa geçerse kortizonu çeyrek doz artıracağımızı söyledi Denise.


Barcelona'dan döndüğümde diyetimi ne kadar esnek tuttuğumu düşünüp korksamda huzurlu ve stressiz bir hafta beni olumlu etkilemişti sanırım :) 2 hafta önce yapılan testlerimde ALT:55 AST:48 di baktığınızda ve biz kortizonu 2,5 mg a düşürmüştük. Hep söyledim ilaçlar düştükçe değerlerin ufak ufak kıpırdaması normal. Vücut ilaçsız nasıl davranacağını öğreniyor. İçeride savaş hala devam ediyor. Sen dışarıdan doğru beslenerek, antioksidanlarını DOĞRU DOZDA alarak vücuda destek oluyorsun. Zararlı askerlerin çoğalmasını durduruyorsun.
Bu artan altmışlı değerler beni endişelendirmiyor. Stresli bir haftanın nimetlerimi kortizon etkisini 2 hafta sonra göreceğiz.
GGT nin azar azar da olsa düşüşe geçmesi diğer bir olumlu haber. Maalesef GGT' nin yoluna girmesi uzun zaman alacak. Beslenen ve iyileşen karaciğer ile o da düzelecek.

Bu iki hafta da neler yapıyor olacağım? 

Alkali beslenme için detaylı arşiv araştırmalarına girdim ve daha öğreneceğim çok şey varmış meğer.
Sebze sularının hep iyi geldiğini Denise söylerdi ve bende kırmızı pancarla bunu test etmiştim. Şimdi sabah rutinimdeki sebze sularıma geri dönüyorum. Bol antioksidan içeren badem, sumak, zerdeçal... gibi besinlerime geniş yer ayırıyorum. Omega3 takviyemi artırıp enflamasyonu biraz daha engellemeye çalışıyorum buna ek olarak yararlı yağları kullanmaya devam ediyorum.

Ben bir doz olarak bıraktığım kortizonun yarısını bile olsa tekrar almak istemiyorum.

Umarım karaciğerim benim çabalarıma cevap verir :)
Instagram :@otoimmunhepatit


12 Eylül 2017 Salı

ARTIK OTOİMMÜN HEPATİT KADERİNİZ DEĞİL SADECE İYİLEŞMEK İSTEYİN!




Bu tedaviye başladığımda Alah'a hep dua ettim.

"Rabbim bir an önce şifamı ver ki insanlara bunu ispatlayım ve bana öyle bir kapı arala ki insanların şifa bulması için bir şeyler yapayım!"

Rabbim dualarımı kabul etti.

Evet, ben ilaçlarımı bıraktım ve çok hızlı yol katettim. Sebebi ne miydi? Hastalığımın 1. yılında bu tedaviyi bulmuş ve hiç zaman kaybetmeden ilk adımımı atmıştım. Ayrıca henüz 27 yaşındaydım ve bayandım. Denise'nın tecrübelerine göre her hasta farklıdır, hastanın evresi, kaç yıl ilaçlara ve toksinlere maruz kaldığı, cinsiyeti, yaşı oldukça önemlidir. Genç bayanlar oldukça hızlı yol alırken erkeklerde durum farklıdır. Hastalığı uzun süre bedeninde taşıyan ve yıllardır ilaçlara mahkum kalan insanların aldığı toksinler fazladır o nedenle daha çok zamana ihtiyaçları vardır.

Siz tedavi yöntemini bulmuşken ilaçları bırakmak garanti iken bu işin kaç yıl süreceğinin ne önemi var? Bu tedavinin ücretinin ne olduğunun ne önemi var? Canınızın bedeli ne olabilir ki?

Artık benim için kötü günler geride kaldı. Sizler içinde kalabilir. Nasıl mı?

DENISE ve BEN Türk hastaları için yardıma hazırız. Denise OTOIMMUN HASTALIKLAR üzerinde ki tecrübesi ile size danışmanlık yapacak bense sizin sesiniz olacağım. 

Süreç hakkında kısa bilgi:

-Öncelikle teşhisiniz konmuş olmalı.
-Denise ile iletişime geçmek için ingilizce bilmenize gerek yok burda devreye ben girip sizlere yardımcı olacağım, Denise ile 2 hafta da bir Skype görüşmelerimiz olacak ve görüşmelere sizde katılacaksınız bu nedenle Skype kullanmayı bilmeli ve bu konuda birinden destek almalısınız. Yani internet üzerinden görüşerek oturduğunuz yerde iyileşeceksiniz.
-Denise ile çalışmaya başlamak demek iki haftada bir kan testi yaptırmak ve vitaminleri doğru kullanmak demektir. Buğday ve süt ürünleri yememek, tamamen doğal beslenmek demektir.
-Vitaminleri nasıl bulacağım derdi de yok! Ben hepsini araştırdım en uygun ve en kalitelisi için sizi bilgilendireceğim.
-Ücretlendirme bilgisi gerçekten tedavi olmayı düşünenler için verilecektir. Taksitlendirme yapılabilir ancak Amerika ve Türkiye banka harçları çok fazla olduğu için peşinattan sonra en fazla 2 taksit tavsiye edilir. Bu konuda sizlere ben yardımcı olacağım. En mantıklı yöntemi sunup, kararı sizlere bırakacağım.
-Daha ne bekliyorsunuz ? Bitsin bu çektiğiniz eziyet.
-İletişim için Facebook/Instagram/Mail adresimi kullanabilirsiniz. Tedavimi araştıran, bloğumu okuyan ve karar verenler ile bizzat görüştükten sonra tedavi için Denise ile gün belirlenecektir.

8 Eylül 2017 Cuma

ALA9(08.09.2017)


HADİ BAKALIM "OTOIMMUN HEPATIT" SEN MI BÜYÜKSÜN YOKSA BEN Mİ?

:)



Tam 6 ayı geride bırakıyorum. Artık her tahlilde eskisi kadar heyecanlanmıyorum ya da sonucu merak etmiyorum. Sanırım güvenli ellerde olmamın huzuru bu : ) Ama bu kez oldukça endişeli ve meraklıydım. Normal şartlarda Ankara'ya döndüğüm gün tahlil yaptırmaya koşacaktım. Ama bizim 10 günlük bayram tatili arayı açtı sonra da bir kaç gün işler güçler dedik. Ne kadar sabırlı çıktım ben ya? 

Beynime, bedenime, zamana izin vermek istiyorum aslında yolun sonu ışıkla aydınlandıkça acele etmez oldum sadece güzel planlarım var bu kez de onlar için sabırsız ve heyecanlıyım. Bu dünyanın bana bu kadar geniş bi kapı aralayacağını asla hayal bile edemezdim. Zaten bütün güzel hikayelerde böyle başlamaz mıydı? İşlerin bu noktaya geleceğini... diye başlayan cümleler. Henüz o aşamaları göremedim yanı kitabımı bastırma hayali, kendi organik dükkanımı açma düşüncesi, sayfalarımın mutlu yolu bulanlarla dolması ...gibi. Umarım belki bir gün. Hayal etmek boşa zaman geçirmek değildir. Yola niyet etmektir. 

Tatilde neler yaptığımı biliyorsunuz. Biraz sınırları aştım ya ben. Neyse ki bedenim artık çok güçlü. Düşüncelerim, iradem, kalbim, sevgim gibi güçlü her hücrem. Mikroplarım her geçen gün arınıyor bedenimden. Karaciğerim yenilmiyor geçmişine ve beni anlıyor artık o da. Vitaminlerin her hücreyi besliyor bende yardımcı oluyorum onlara. Hep birlikte sağlığa koşuyoruz biz : )

O DA NE KORTIZON DA MI BIRAKILIYOR NE? : )

6 ayda neleri geride bıraktın sen be güzelim? 100 mg immuran(kanını sömürüyordu), 10 mg kortizon(kemiklerini yeyip bitiriyor, senin ruhunu çalıyordu) 500 mg Ursactive( mahvolmakta olan karaciğerine daha da yük bindiriyordu) Ama sen ne yaptın. Köprüyü geçene kadar ilaçlara "DAYI" dedin. Çok az kaldı ve işin olanlarla bitiyor. Elinde ne mi kaldı 2,5 mg kortizon. O olmasa da olur. Herkeste kortizon salgılanır. Nasıl yaptın bunu? Durduğun yerde mi? Hayır! Amerika da bulunan yöntemle ve danışmanım Denise GABBAY OTTEN ile.

Ben çaremi okuyarak, araştırarak, sabahlayarak buldum. Ve size de sesleniyorum. Zaman kaybetmeyin. Kaybedilen her gün ziyandır. İspatlar varsa gerisi boştur. Hikayem son bulduğunda tek derdim sizlere yardımcı olmak için devamını sağlamak olacak. Burdan güzel çağrılarda bulunacağım. Sizden tek isteğim bu yöntemle iyileşmek istiyor musunuz?

GÜZEL GÜNLER BİZİ BEKLER :)

Değerlerim;

AST:48/ALT:55/GGT223

(önceki ALA8 başlıklı yazıma göz atmalısınız. Farkı göreceksiniz)






5 Eylül 2017 Salı

@otoimmunhepatit instagram sayfamdan duyurduklarım...



Bu sefer birazda olsa kendim için bir şeyler istiyorum. Sizce bu bencillik midir? İstemeden de olsa yaptığınız o kadar çok yardım oldu ki bana... Destek alamamış olsaydım, gönderdiğiniz mesajlardaki samimiyetinizi hissedememiş olsaydım belki de iyi amaçlar için başladığım bu yolu yarım bırakıp gidebilirdim. Ama hem kendim için hem de hep ileride olacak iyi şeyleri ispatlamak için verdiğiniz destekler ile ben uzun süredir mutlu ve güler yüzlü bir şekilde burada her şeyi tüm şeffaflığı ile yazıya dökebiliyorum.

Hastane günlerimde hastaların ne kadar da çaresiz olduklarını görebiliyordum. İmkansızlıklar, can yakışlar, dermansızlıklar, eksikliğini göstermesin derken bu kolidorlara düşürmesin diye başlayan cümleler ve dahası...
Hanginiz daha çok imkana sahip olmak istemez ki ?
Bende daha fazlasını görmek ve daha fazlasını verebilmek istedim daima.
Kendime hedef edindiğim projemi defalarca paylaştım sizlerle instagram hesabımdan ve sonra düşündüm neden daha fazlası, daha iyisi olmasın?
Neden bizde sosyal sorumluluk edinebilmiş insanlar gibi bir araya gelmeyelim ve bir adım atmayalım?

Benim kitabım er ya da geç, iyi veya kötü, az ya da çok bir şekilde basılacak. Çünkü ben bunu amaç edindim. Ama buna ufak bir katkı sağlamak isteyen olmaz mı ?
Toplananlar bağış yapılamaz mı?
Bir yer ve bir insan daha taçlandırılamaz mı?

Bence imkansız diye bir şey yoktur.

O nedenle, kendi ürettiğim sağlık dolu bir şeyle sağlık vermek istiyorum.
Kendim yapabilirim ama fazlasını değil.

ÜRETTİĞİM KOMBU MANTARLARIMI SATMAYA KARAR VERDİM.

BENİM İÇİN DUYURUR MUSUNUZ?

HALA KOMBU MANTARINIZ YOKSA VE ŞİFASINDAN YARARLANAMAMIŞSANIZ BİR ADIM ATMAK İSTER MİSİNİZ?

Siparişler için instagram adresim @otoimmunhepatit üzerinden bana ulaşmanızı rica ederim.

Umarım mutlu eder ve mutlu olursunuz : )

Güzellikler bizimle olsun...

Not: Sipariş oluşturanlar için çok ufak yüz güldüren sürprizlerim var. Hikayemdeki bir çok özeli ve özeti sizlerle paylaşan ufak hikayelerimde sadece size özel paylaşılacak. Ayrıca ücreti ben değil sizler belirleyeceksiniz. Çıkacak kitabımda isteyen herkese yer ayırdım. Bütçemi tamamladığım zaman basına verilen kitabımda herkesten bahsedilecek. Umarım kitabım kitaplığınızda yer alır.


Tatil Serüvenim...


Neler yedim içim?

Önüme ne seçimler geldi? ya ben neleri tercih ettim?

Benim neye nasıl tepki verdi?

Yoksunluk anlarımda hangi vitaminlere sığındım? Neden?

Diyeti ne kadar bozum ve sonuçlar ne? :)


Hayat felsefesini ve beslenme alışkanlıklarını tamamen değiştiren insanlar henüz tecrübe etmemişse bu soruların cevaplarını oldukça merak ederler. Tecrübelerin sonuçları keşkeler ile de sonuçlanabilir ,iyikilerle de. Ben keşke diyeceğim hiçbir şey yapmak istemedim. İlk yurtdışı tecrübemdi ve doyasıya anı yaşamalıydım. Ödün vermek zorunda olduklarımda oldu, ama olacaklar için keşke demeyeceğimi kendimi öğütleyerek yola devam ettim.

Seyahat için seçtiğim ülke açısından fazlaca şanslıydım. Elimin altında bildiğim kocaman bir market, markette sayısız hazır salata türleri, bir çok glutensiz ürün, taze meyve, günlük taze sushi, laktozsuz ürün hepsi mevcuttu. Hatta aşık olduğum bir pazar tam karşımda idi. O nedenle hiç yoksunluk çekmedim ve sınırsız meyve-sebze yeme şansı yakaladım.

Ama yaklaşık 6 aydır içinde bulunduğum tahılsız ve süt ürünleri olmadan devam ettiğim bu yolda önüme gelen seçimlere küçük bir "es" verdim : ) Nasıl mı? Glutensiz ürün tükettim. Mesela, glutensiz ekmek. Hemen not düşeyim tahılsız beslenmek glutensiz beslenmektir. Ama glutensiz beslenmek tahılsız beslenmek değildir. Piyasada bir çok marka artık tahıllardan gluteni ayırarak, bir sürü katkı malzemesi katarak, glutensiz ürün ortaya çıkarabilmekte. Normal hayatımda bu nedenle tercik etmiyorum. Hatta karabuğday glutensizdir doğası gereği çölyak hastaları kullanabilir ama ben tahıl grubu olduğu için ve sindirim zorluğu verdiği için tercih etmiyorum. İleride belki diyetime ekleyebilir ve tepkiyi gözlemleyebilirim. Glutensiz ürünlerden sonra laktozsuz dondurma yedim : ) Bu ne demek mi? İçinde süt var ama sütten laktoz proteini arındırılmış. Yani piyasada satılan "laktozsuz süt" denilen şey. Bizim diyetimizdeki mantık şudur ki, tahılları kullanmayız glutenden dolayı, sütü kullanmayız laktozdan ötürü. Çünkü gluten ve laktoz bağırsakları tahrip edendir. Otoimmün hastalarının tamamı bu iki proteine de duyarlıdır. Glutensiz ve laktozsuz ürünler satın almayız çünkür bir sürü katkı malzemesi içerir.

Önüme sayısız makarna, pizza ve denemek isteyebileceğim görsellikte sandwich sunumlar geldi ama "hayır" dedim. Keşke de demedim :) Bunların yanında zararlı olan patates seçeneği vardı ona biraz "evet" dedim. Ama bunu "es" geçseydim keşke diyebilirdim. Yaptığım seçimleri ne kadar elesemde ben geçmişe bi daha dönemeyecektim bu nedenle yelpazemi çok geniş tuttum. Eğer sonuçlarıma yansıyacaksada "keşke" demeyeceğim, sadece "zaman kaybı" diyeceğim. Herkes gibi bende insanım ve doyumsuz olabiliyorum : ) Neyse öz eleştirimi de bu şekilde yapmış olayım.

Tüm vitaminlerimi eksiksiz aldım. Ama Omega3 ve devedikenine ekstra önem verdim. Çünkü vücuduma farkında olmadan aldığım inflamasyona Omega3 yardımcı olacaktı, devedikeni iste karaciğerimde ki yüküm hafifletecekti. Bedenen sıkıntı ya da rahatsızlık hiç hissetmedim günlük 15 km yürümeme rağmen. Bence bunu dikkate almalısınız. Karaciğer hastaları genelde güçsüz ve halsizdir. Ama gerçekten günlük 15 KM YOL YÜRÜDÜK. 

Bana göre diyeti bozdum mu? Çok olmamakla birlikte EVET. Ama öz eleştirimi kendi kendime yaptım :) Şuan değerlerimi bilmiyorum hafta içerisinde yüzleşeceğim ama önemli olanın aslında değerler olmadığını öğretti bu gezi bana. Ben bedenen çok iyiyim ve bugünüme binlerce kez şükür. Yaz sıcağında 900 m uzaklıktaki evime bayılırcasına yürüdüğüm ve kısa bayırları bile kalp çarpıntısı ile çıktığım dönemlerimi henüz unutmadım. Şükür ki bedenim şuan bunlara izin veriyor. Tecrübelerim artıkça kazançlarımda paylaşımlarımda artıyor. 

Teşekkürler aklıma, irademe, rabbime...