Otoimmün Hastalıklar

Benim Dünyam'da anlatılan her şey hastalık sürecimde yaşadıklarım ve tecrübelerimden ibarettir. Aldığım kararlar tamamen bana aittir. Doğruluğuna inanmadığınız hiç bir adımı atmayınız !!!

28 Şubat 2017 Salı


KARACİĞERİMİZİN DEĞERİNİ BİLEMEMİŞİZ

Karaciğerin bu kadar önemli işlevleri olduğunun farkında olmadığımı anladım ilk hastalıkla karşılaştığımda. O kadar önemli ki, Allah onu bizi öyle bir yaratmış ki, sen -karaciğer- kendi kendini bir an önce yenile yoksa insan evladı o nefesi sensiz alamaz demiş. 

Otoimmün hepatit (bir tür karaciğer iltihaplanması işte) hastası olmamız tabi ki karaciğerimizi yerden yere vurmuşuz anlamına gelmiyor. Sebeplerini, nedenlerini, belirtilerini ve sonuçlarını ben sizlere anlatamam. Bunları öğrenmek oldukça basit zaten ama hasta olarak kendime de yaptığım kısa özetim -Bağışıklık sitemini çökertip bizi içeriden bitirmeye çalışan düşmanlarımız var ve karaciğeri hedef almışlar-. O düşmanları içeri alanlarda tabi ki bizleriz. O zaman yapılması gereken tek şey, bu kıymetli vücuda her zaman baktığımızdan daha iyi bakacağız.

Benim gibi "Eee ben zaten iyi bakıyordum." diyorsanız bilin ki iyinin de iyisi daima vardır: ) Günümüz şartları, yaşam alanlarımız, yenen hiç bir şey taş devri saflığında değil. Ne demek istediğimi umarım zamanla burada ifade etme şansımız olacaktır.

"Peki ben otoimmün hepatit hastasıyım düzenli kontrollerim, ilaçlarım, steroid beslenmem devam ediyor ama başka şeyler de yapılmalı-olmalı" diyorsanız benim gibi beslenmenize önem verin ve olabilenin en iyisini yapın. Çok basit yapılacaklar tablosu çıkaralım gelin ve hiç birşeyi oluruna bırakmayalım.

1- Otoimmün hastası olduğum için vücudumun eksik takımlarının hepsini tamamlayacağım.

IFOS onaylı Omega3 desteği alıp, vücudun Omega6/Omega3 oranını ayarlayacağım. Yani zararlı yağları da hayatımdan çıkaracağım. (Dipnot: Her ek gıda takviyesi doğru değildir. Araştırıp alınmalıdır.) Omega3 kaynağı ile güçlü antioksidan kaynağımı da alacağım. Dvitamini gibi elzem yoksunluğum varsa gidereceğim. Probiyotikleri fazlası ile alın.(Dipnot: Pobiyotik denince akla gelen yoğurt ve süt ürünlerinden kesinlikle uzak durun. Fermente gıdaları ve gıda takviyelerini araştırın.)

2-Beslenme tarzımı tamamen değiştireceğim. 

Sevmiyorum,yiyemiyorum,yapamıyorum yok. İlaçlara ve hastalığa mahkum kalmak istemiyorsak bu şart. Otoimmün hastaları SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNİ, BUĞDAY VE TAHILLARI(Evet bulgur, pirinç, ekmekten bahsediyorum) kesinlikle hayatından çıkarmalı. Bunlara inanmıyor olsanız bir deneyin ne kaybedersiniz. Tek ihtiyacınız iradeniz. Ben bu mantıkla devam ettim zorladım yapabildiğim kadar ve değişmeyen değerlerimin bir anda olumlu yönde değiştiğini görünce "İşte yaa" dedim.

3-Dışarıdan beslenmeyi kesin. 

Evet çalışan biri olarak biliyorum ki zor. Ama diyorum ya yapılabilecek daha iyi şey daima vardır. Zeytinyağlı mevsim sebze yemeklerine, sağlıklı etlere sonsuz güvenin ve tüketin. Sık yemek mantığını çıkarın. Zaten düşük Glisemik Indeksli beslendiğinizde acıkmadığınızı da farkedeceksiniz. Ben bu beslenme ile Hipoglisemi mi de yendim. Artık acıkmıyor ve bir şey yemediğimde ellerim titremiyor, krize girmiyorum. Ekmek ve türevlerini tüketmediğim için acıkmadığımı söylediğim insanlar bana gülerek bakınca, bende onlar acıkınca acıyarak bakıyorum : )

4-Beslenmenin gücüne gerçekten inanıyorsanız dahada derine inin "Beslenme Diyetlerini" araştırın. Bağırsaklarınızı güçlendirin ve iyileştirin. Paleo ve AIP diyeti biz otoimmün hastalar için ve uygulayıp mutlu olanlar sayısız.

5-Hayat felsefenizi değiştirin stresi bırakın ve kendinizi mutlu edecek şeylerle uğraşın. Oldukça zor biliyorum ama sizi mutlu eden şeyler eminim vardır. 

Ne kadar yaşadığın değil, ne kadar kaliteli yaşadığın önemlidir. Gelecek için, kendin için bir şeyler yapmak kadar güzel bir şey olmadığına inanın ve diğer insanlardan farklı olun.

                                                                     Her şey daha da güzel olacak...:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder