Otoimmün Hastalıklar

Benim Dünyam'da anlatılan her şey hastalık sürecimde yaşadıklarım ve tecrübelerimden ibarettir. Aldığım kararlar tamamen bana aittir. Doğruluğuna inanmadığınız hiç bir adımı atmayınız !!!

5 Eylül 2017 Salı

Tatil Serüvenim...


Neler yedim içim?

Önüme ne seçimler geldi? ya ben neleri tercih ettim?

Benim neye nasıl tepki verdi?

Yoksunluk anlarımda hangi vitaminlere sığındım? Neden?

Diyeti ne kadar bozum ve sonuçlar ne? :)


Hayat felsefesini ve beslenme alışkanlıklarını tamamen değiştiren insanlar henüz tecrübe etmemişse bu soruların cevaplarını oldukça merak ederler. Tecrübelerin sonuçları keşkeler ile de sonuçlanabilir ,iyikilerle de. Ben keşke diyeceğim hiçbir şey yapmak istemedim. İlk yurtdışı tecrübemdi ve doyasıya anı yaşamalıydım. Ödün vermek zorunda olduklarımda oldu, ama olacaklar için keşke demeyeceğimi kendimi öğütleyerek yola devam ettim.

Seyahat için seçtiğim ülke açısından fazlaca şanslıydım. Elimin altında bildiğim kocaman bir market, markette sayısız hazır salata türleri, bir çok glutensiz ürün, taze meyve, günlük taze sushi, laktozsuz ürün hepsi mevcuttu. Hatta aşık olduğum bir pazar tam karşımda idi. O nedenle hiç yoksunluk çekmedim ve sınırsız meyve-sebze yeme şansı yakaladım.

Ama yaklaşık 6 aydır içinde bulunduğum tahılsız ve süt ürünleri olmadan devam ettiğim bu yolda önüme gelen seçimlere küçük bir "es" verdim : ) Nasıl mı? Glutensiz ürün tükettim. Mesela, glutensiz ekmek. Hemen not düşeyim tahılsız beslenmek glutensiz beslenmektir. Ama glutensiz beslenmek tahılsız beslenmek değildir. Piyasada bir çok marka artık tahıllardan gluteni ayırarak, bir sürü katkı malzemesi katarak, glutensiz ürün ortaya çıkarabilmekte. Normal hayatımda bu nedenle tercik etmiyorum. Hatta karabuğday glutensizdir doğası gereği çölyak hastaları kullanabilir ama ben tahıl grubu olduğu için ve sindirim zorluğu verdiği için tercih etmiyorum. İleride belki diyetime ekleyebilir ve tepkiyi gözlemleyebilirim. Glutensiz ürünlerden sonra laktozsuz dondurma yedim : ) Bu ne demek mi? İçinde süt var ama sütten laktoz proteini arındırılmış. Yani piyasada satılan "laktozsuz süt" denilen şey. Bizim diyetimizdeki mantık şudur ki, tahılları kullanmayız glutenden dolayı, sütü kullanmayız laktozdan ötürü. Çünkü gluten ve laktoz bağırsakları tahrip edendir. Otoimmün hastalarının tamamı bu iki proteine de duyarlıdır. Glutensiz ve laktozsuz ürünler satın almayız çünkür bir sürü katkı malzemesi içerir.

Önüme sayısız makarna, pizza ve denemek isteyebileceğim görsellikte sandwich sunumlar geldi ama "hayır" dedim. Keşke de demedim :) Bunların yanında zararlı olan patates seçeneği vardı ona biraz "evet" dedim. Ama bunu "es" geçseydim keşke diyebilirdim. Yaptığım seçimleri ne kadar elesemde ben geçmişe bi daha dönemeyecektim bu nedenle yelpazemi çok geniş tuttum. Eğer sonuçlarıma yansıyacaksada "keşke" demeyeceğim, sadece "zaman kaybı" diyeceğim. Herkes gibi bende insanım ve doyumsuz olabiliyorum : ) Neyse öz eleştirimi de bu şekilde yapmış olayım.

Tüm vitaminlerimi eksiksiz aldım. Ama Omega3 ve devedikenine ekstra önem verdim. Çünkü vücuduma farkında olmadan aldığım inflamasyona Omega3 yardımcı olacaktı, devedikeni iste karaciğerimde ki yüküm hafifletecekti. Bedenen sıkıntı ya da rahatsızlık hiç hissetmedim günlük 15 km yürümeme rağmen. Bence bunu dikkate almalısınız. Karaciğer hastaları genelde güçsüz ve halsizdir. Ama gerçekten günlük 15 KM YOL YÜRÜDÜK. 

Bana göre diyeti bozdum mu? Çok olmamakla birlikte EVET. Ama öz eleştirimi kendi kendime yaptım :) Şuan değerlerimi bilmiyorum hafta içerisinde yüzleşeceğim ama önemli olanın aslında değerler olmadığını öğretti bu gezi bana. Ben bedenen çok iyiyim ve bugünüme binlerce kez şükür. Yaz sıcağında 900 m uzaklıktaki evime bayılırcasına yürüdüğüm ve kısa bayırları bile kalp çarpıntısı ile çıktığım dönemlerimi henüz unutmadım. Şükür ki bedenim şuan bunlara izin veriyor. Tecrübelerim artıkça kazançlarımda paylaşımlarımda artıyor. 

Teşekkürler aklıma, irademe, rabbime...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder